0

BABALIK DAVASI ve BABALIK TESPİTİ

Babalık davası ve babalık tespiti Medeni kanunda ana ile evlilik ve tanıma dışında soy bağının kurulmasını sağlayan diğer bir yol babalık davasıdır. Evlilik dışında doğmuş olan çocuğun doğal babası çocuğunu kendi isteğiyle tanıyabilir. Ancak tanıma doğal babanın isteğine kalmış bir husustur. Babayı kendi çocuğunu tanımaya zorlamak mümkün değildir. Bu husus göz önünde bulundurularak evlilik dışında doğmuş olan çocuk ile babasının babalığının yargı yoluyla belirlenmesi imkanı getirilmiştir.

İnceleme konusu babalık davası evlilik dışında doğmuş olan bir çocuğun gerçek ve genetik babasının hükmen belirlenmesi amacıyla kurulmuş bir kurumdur.

DAVANIN KONUSU

Babalık hükmü açılacak bir dava neticesinde verilecektir. İşte bu amaca yönelmiş olan davaya babalık davası denir. Babalık davasının konusu çocuk ile baba arasındaki soy bağının mahkemece belirlenmesidir.

BABALIK DAVASINI KİMLER AÇABİLİR?

Babalığa hükmedilmesi için dava açma hakkı ana ve çocuğa tanınmıştır. Bu husus MK 301. Maddede belirtilmiştir. Ana ve çocuk babalık davasını birlikte açabilecekleri gibi ayrı ayrı da açabilirler. Aynı maddeye göre dava ana veya çocuk tarafından açılmışsa cumhuriyet savcısına ve hazineye,ana tarafından açılmışsa kayyıma, kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilir. Bu ihbar zorunluluğu babalık davasının kamu düzeniyle ilgili olmasına dayanır.

Yukarıda da bahsedildiği gibi ana ,babalık davasını çocuktan bağımsız olarak açabilir ve kendisi için tazminat isteminde bulunabilir. Ana çocuk için davalının babalığına hükmedilmesi için açtığı davayı ,çocuğun yasal temsilcisi sıfatıyla onun adına değil ,kendisine tanınan hakka dayanarak bizzat kendi adına açar.

Çocuk ergin ise babalık davasını bizzat açma hakkına sahiptir.Babalık davası çocuğun doğumundan önce veya sonra açılabilir.

Babalık davası doğal baba ve babanın mirasçıların karşı açılır.

DOĞAL BABA EVLİYSE YİNE DE BABALIK DAVASI AÇILABİLİR Mİ?

Bablık davasında davalı doğal babadır. Zira babalık davası sonunda evlilik dışında doğmuş olan çocuğun babası olduğu hükmen belirlenecek olan kişi de kendisidir. Doğal babanın halen evli olması ,kendisine karşı dava açılmasına engel değildir.

BABALIK DAVASINDA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRELER

Babalık davası çocuk doğmadan önce ve sonra açılabilir. Ana davayı çocuk doğduktan bir yıl içinde açabilir. Bir yıllık süre hak düşürücü süredir.

Ananın dava hakkı doğumla başlamış ise de çocuğun dava hakkı bu tarihten değil,doğumdan sonra kayyım atanmış olduğu takdirde “atamanın kayyıma tebliği tarihinden” ,kayyım atanmamışsa “çocuğun ergin olduğu tarihten” itibaren işlemeye başlar.

Bir yıllık süre ,eğer çocuk ile başka bir erkek arasında halen bir soy bağı ilişkisi varsa ,bu ilişkinin ortadan kalktığı tarihten itibaren başlayacaktır.

Medeni kanunun 303.maddesine göre bir yıllık süre geçtikten sonra gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa ,sebebin ortadan kalkmasından itibaren bir ay içinde dava açılabilir.

BABALIK DAVASINDA YARGILAMA USULÜ

Hakim maddi olguları kendiliğinden araştırır ve kanıtları serbestçe takdir eder. Taraflar ve üçüncü kişiler ,soy bağının belirlenmesinde zorunlu olan ve sağlık yönünden tehlike yaratmayan araştırma ve incelemelere rıza göstermekle yükümlüdür. Davalı ,hakimin öngördüğü araştırma ve incelemeye rıza göstermezse hakim ,hal ve şartlara göre bundan beklenen sonucu ,onun aleyhine doğmuş sayabilir.

BABALIK DAVASINDA YETKİLİ VE GÖREVLİ MAHKEME HANGİSİDİR?

Babalık davasında yetkili mahkeme medeni kanunun 283. Maddesinde belirtilmiştir. buna göre babalık davası ,taraflardan birinin dava veya doğum sırasındaki yerleşim yeri mahkemesidir.

Görevli mahkeme ise aile mahkemesidir.

BABALIK DAVASINDA İSPAT YÜKÜ HANGİ TARAFIN ÜZERİNDEDİR?

Babalık davasında amaç babalığın hükmen belirlenmesidir. Burada iki husus araştırılacaktır. Birincisi davalı erkeğin ana ile cinsel ilişkide bulunmuş olup olmadığıdır,diğeri ise çocuğun bu ilişkinin ürünü bulunup bulunmadığıdır.

Babalık davasında ispat yükü davacının üzerindedir. Bu durumda davacı çocuğun iddia olunan kimseden olduğunu ispat edecektir. Ancak bu durum oldukça zordur. İşte bu zorluğu gören yasa koyucu davacının durumunu daha kolay bir hale getirmek için madde 302’ deki babalık karinesini getirmiştir.

Davacı iddiasını MK 3022 deki babalık karinesine dayandırarak ispat edebilir. Anılan maddeye göre davalının ,yani babanın çocuğun doğumundan önceki üç yüzüncü gün ile yüz sekseninci gün arasında ana ile cinsel ilişkide bulunmuş olması,babalığa karine sayılır. Bu durumda davacı bu zaman aralığında (121 gün içinde) davalı baba ile ananın cinsel ilişkide bulunduğunu ispat edecektir. Anılan kanunun ikinci fıkrasına göre yukarıda belirtilen sürenin dışında olsa bile fiili gebe kalma döneminde davalı ile ananın cinsel ilişkide bulunduğu tespit edilirse aynı karine geçerli sayılır.

Davacı 121 günlük özel devrede ananın davalı ile cinsel ilişkide bulunduğunu her türlü delille ispat edebilecektir. Örneğin karşılıklı gönderilen mektuplar(baba ile ana arasında) ya da suçüstü tanıkları gibi deliller kullanılabilir. Davalının ikrarı da delil olarak kullanılabilir.

Ancak teknolojinin gelişmesiyle çocuğun babası kesine yakın bir ihtimalle saptanabilmektedir. Kanunda bu husus da gözetilerek madde 284/2 hükmü getirilmiştir. Buna göre soy bağına ilişkin davalarda taraflar ve üçüncü kişiler soy bağının belirlenmesinde zorunlu olan ve sağlıkları yönünden tehlike yaratmayan araştırma ve incelemelere(örneğin DNA testine) rıza göstermekle yükümlü kılınmışlardır.

DAVALI BAKIMINDAN İSPAT YOLLARI ?

MK 302’de getirilen karine aksi ispat edilirse çürütülebilir(Adi karine). Davalı burada ya çocuğun babası olmasının imkansızlığını ya da bir üçüncü kişinin baba olma olasılığının kendisinden daha  fazla olduğunu ispat etmek suretiyle babalık karinesini çürütebilir.

Davalı burada 121 günlük kritik devrede gerçekleşmiş olan cinsel ilişki ile çocuğun doğumu arasında bir illiyet bağı bulunmadığını ispat ederse babalık karinesini çürütmüş olur. Örneğin kendisinin kısır olduğunu,kadının zaten o zaman hamile olduğunu,ananın bu ilişkiden doğan çocuğu düşürmüş olduğunu iddia ve ispat edebilir. Babalık karinesi bu yollarla çürütülürse dava reddedilir.

MK 302/3 e göre davalı ,bir başkasının baba olma olasılığının daha fazla olduğunu gibi babalığı hakkında büyük ve ciddi şüpheler uyandıracak hallerin bulunduğunu ispat ettiği takdirde babalık karinesi çürütülmüş olur. Bu durumun örnekleri kanunda belirtilmemiştir. Ancak şu örnekler verilebilir : Çocuğun ,fizik özellikleri itibariyle babaya veya ailesine hiç benzememesi, buna karşılık çocukla annenin sevgilisi arasında ciddi bir benzerlik bulunması, kan tahlili sonuçlarının uyumsuz çıkması,kritik devrede ana ile başka bir erkeğin cinsel ilişkide bulunduğunun ispat edilmesi gibi. Ancak bu örnekler sınırlı değildir. Yani bu durum her türlü kanıtla ispat edilebilir.

ANNENİN EVLİ OLDUĞU İTİRAZI

MK 303/3 e göre; “çocuk ile başka bir erkek arasında soy bağı ilişkisi varsa ,bir yıllık süre bu ilişkinin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar.” Buna göre anne hamile kaldığı sırda evli idiyse ,babalık davası ancak önceki soybağının  reddine mahkemece hükmedilmesinden sonra açılabilir. Çünkü evlilik devam ederken ana rahmine düşmüş olan çocuk hakkında “babalık karinesi” geçerlidir ve çocuğun babası ,onu doğuran annenin kocasıdır.

Anlaşılacağı üzere gebe kaldığı sırada ananın evli olması,babalık davasının açılmasına engeldir.

DAVANIN NETİCELERİ

Dava sonunda çocuğun babası hukuken belli olur. Bu durumda evlilik dışında doğmuş olan çocuk ile davalı doğal baba arasında soy bağı ilişkisi kurulmuş olur

Evlilik dışında doğmuş olan çocuğun bakımı ve yetiştirilmesi masrafları anaya aittir. Ancak çocuğa fiilen bakmakta olan ana çocuk için babadan nafaka isteminde bulunabilir. Bu durumda hakim davalı erkeğin baba olma ihtimalini kuvvetli bulursa dava neticelenmeden önce de çocuğun ihtiyaçları için bir miktar nafakaya hükmedebilir.

Dava neticesinde evlilik dışı doğmuş olan çocuğun babası hukuken belli olduğu takdirde ana ,medeni kanunun 304. Maddesindeki masraf kalemlerinin karşılanmasını isteyebilir. Ana bu kalemleri ayrı bir dava(maddi tazminat davası) ile de isteyebilir. Ana davayı babaya , eğer baba ölmüşse onun mirasçılarına karşı açar.

Ana doğum dolaysıyla yaptığı giderleri,en aşağı doğumdan önce altı hafta ile doğumdan sonraki altı haftalık geçim giderlerini (yeme, içme ,barınma vs.) ve gebeliği ve doğumun gerektirdiği diğer giderleri(gebelik ile doğum arasındaki doktor,ilaç giderleri gibi) babadan isteyebilir. Çocuk ölü doğmuşsa bile hakim bu giderlerin karşılanmasına karar verebilir. Üçüncü kişiler veya sosyal güvenlik kuruluşlarınca anaya yapılmış olan ödemeler tazminattan indirilir.

Bir cevap yazın